AKP’nin 1 Kasım seçim beyannamesi, Ankara ATO Congressium’da yapılan tanıtımla izah etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu, asgari fiyatın 1.300 lira olacağını söyledi. Davutoğlu, “Yapılan işin tehlike sınıfına göre asgari fiyatta farklılaşma sağlayacağız” dedi. 7 Haziran’da asgari fiyatı CHP 1500 TL, MHP 1400 TL, HDP 1800 TL yapacağını izah etmiş, hükümet kanadından önde gelen isimler muhalefet partilerine kaynağı nereden bulacaklarını sormuştu.
Kendi işini kurmak isteyen gençlere 50 bin liraya kadar karşılıksız destek olunacağını söyleyen Davutoğlu, “Şayet bu yetmiyorsa, kendi işini kurmak ve geliştirmek isteyen gençlerimiz 50 bin liralık hibe üzerine, 100 bin lira üremsiz kredi de alabilecek. Gençler üremsiz kredi için kredi fonu arayıcılığıyla yüzde 85 kefalet sağlayacağız. Yeni iş kuran gençlerimize 3 seneye kadar gelir vergisi ödemeyecek. İlk sefer iş bulan gencin aylığının bir sene süresince devlet tarafından karşılanmasını sağlayacağız” diye konuştu.
Genç rençpere 30 bin TL karşılıksız destek
Davutoğlu, tarım sektörüne ait olarak partisinin vaatlerini dile getirken, “Yemde ve gübrede KDVyi kaldırıyoruz. Şimdi yeniden gençlerimize, hangi alanda olursa olsunlar, genç rençperlerimize proje karşılığı 30 bin liraya kadar destek vereceğiz. Bunun bilhassa köyden şehre göçme ile ilgili ehemmiyeti büyük” izahını yaptı.
Emeklilere 100’er TL zam
“7 Haziran seçimlerine giderken bir söz vermiştik. 1100 liranın altında maaş alan yurttaşlarımıza 1200 lira ödeyeceğiz demiştik” ifadelerini kullanan Davutoğlu, “Temmuz ayından itibaren ödenmeye başladı. Şimdi bütün bu tertip etmelerden sonra bir kez daha 1100 liranın üzerine verdiğimiz 100 liranın üzerine bütün emeklilerimizi abluka edecek şekilde 1200 lira zam yapıyoruz. 1000 liraya kadar olan emeklilerimizi 1100 liraya bitirmiştik. Şimdi tüm emeklilerimize ayda 100, yılda 1200 lira, yaklaşık bir maaş zam gelecek gibi zam yapıyoruz. Böylelikle tarım Bağ-Kur emeklileri hariç, 1000 liranın altında aylık alan hiçbir emekli kalmamış olacak. Tarım Bağkur emeklisinin de aylığı 884 liraya çıkacak. Bir iktidara geldiğimizde mukayese etme için söylüyorum 66 liraydı” dedi.
‘Gençlere parasız internet ve çeyiz desteği’
Davutoğlu, beyannamenin gençlerle alakalı olan vaatler bölümünde “Gençlerimize sınırsız, sınırsız, bedava internet ulaşımı sağlıyoruz” diye konuştu. Başbakan Davutoğlu, yeni izdivaç eden çiftlere çeyiz desteği verileceğini söyleyerek şunları söyledi:
“Aşkın önüne geçilmez. Evlilikte çeyiz desteği vereceğiz. Gençlerin çeyiz hesabında 100 bin lira aile biriktirdiyse, 20 bin lira devlet verecek.”
Davutoğlu’nun konuşması özetle şöyle:
“Bize böyle güzel yoldaşlar kısmet eden Allah’a şükürler olsun. Bu aziz kadroyla beraber bir sefer daha Türkiye’nin emanetine sahip olduğumuzu bir sefer daha duyuru ediyoruz.
Yüreğimizdeki emanetin hakkını vermeye kararlıyız. Bugün AK Parti ailesi olarak 1 Kasım’a doğru ilk günkü aşkla, kararlılıkla, heyecanla gidiyoruz. Bu salondan yükselen ulusal istemin sesidir.
1 Kasım seçimlerinin ülkemize, vatanımıza, gönül coğrafyamıza ve insanlığa bereket getirmesini diliyorum.
AK Parti hareketini diğerlerinden değişik kılan 3 özelliğe dikkat çekiyorum.
Öncelikle AK Parti hareketi bir reform hareketidir. Köhne sistemi, tıkanmış ekonominin önünü açan AK Parti’dir. Doğru eksende, tarihin akışını doğru anlayarak bir reform hareketi olarak ortaya çıkmıştır.
AK Parti suskun bir devrim gerçekleştirmiştir. Bu reform hareketini erdem ve ilkelerle birleştirmiştir, ananemizden gelen erdem ve ahlaki ilkelerle birleştirmiştir.
İkincisi, AK Parti toplumun içinden çıkmış bir harekettir. Özetle, halk biziz, biz halkız.
AK Parti’nin üçüncü özelliği vizyon hareketi olmasıdır. Kuvvetli Türkiye, büyük Türkiye vizyonu için gece gündüz çalıştık. Birazdan beyannamede reformlardan, halkımızın her kesimine dokunan vaatlerimizden söz edeceğim, büyük Türkiye ideali yolundaki projelerimizden söz edeceğim.
Değişim istemimiz ve bu manada hayat standartlarını yükseltme davasında 1 Kasım ehemmiyetli bir eşiktir. 1 Kasım’da reformcu, vizyoner niteliğimizle ülkemize tertemiz ufuklar çizeceğiz. 7 Haziran’dan çıkan neticelerin bu deneyimden çıkan dersleri çıkardığını ümit etmek istiyorum.
Milletimiz seçim sandıklarında çatışma kültürünün ayrılınmasını istemiştir. Kollarımızı sıvayarak, aşkla sevdayla tazelendik ve yeni bir yola çıkmaya karar verdik.
Biz 7 Haziran akşamı daha partimizin genel merkezinden, balkonundan bir demokrasi platformu haline gelmiş balkondan yaptığım konuşmada dersleri çıkaracağımızı söylemiştim. Partimizin her kademesinde tartıştık.
Dar veyahut geniş kitle toplantılarıyla halkımıza ses vermeye çalıştık. Tenkitleri dinledik, bugün sizlere sunduğumuz beyanname milletin katılımıyla geniş bir konsensusla hazırlanmış bir beyannamedir. Milletimizin huzuruna Türkiye’nin sesi olarak çıkmış bulunuyoruz. AK Parti bütün birikim ve kararlılığıyla yola çıkmaya hazırdır. Yarın İstiklal harbimiz gibi startı Samsun’dan vereceğiz allahın izniyle. İlk günkü aşkla yola çıkmaya sabırsızlıkla bekliyoruz. Gece demeden, gündüz demeden, hafta sonu, tatil demeden çalışacağız.
Karmaşaya, krize, kriz çıkarmak isteyenlere hiçbir surette geçit vermeyeceğiz. Kim önümüze ne mani çıkarırsa çıkarsın, kesinlikle neticeye eriştirecek, erime mutlaka erişeceğiz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl hedeflerini birlikte gerçekleştireceğiz. Aslında en büyük güvence geçmişimizdir. Bize göre beyan asaldır, beyan sahibiyle beraber değer kazanır. Milletimiz bizi, biz milletimizi biliyor. Ulus bizim idare deneyimimizi, hizmetlerimizi biliyor. Milletimiz biliyor ki, bizim sözümüz sözdür, sözümüz senettir. Ayrı olarak notere ihtiyacı olmayan bir senettir.”
‘Blok politikası, hayır politikası, terör politikası…’
“Ayrıntılarına geçmeden önce 7 Haziran’dan itibaren yaşadıklarımızın özetini aktarmak istiyorum.
Bizim için aslolan millettir. 7 Haziran’da söylediğim gibi. Milletin sözü başımızın üstündedir. 7 Haziran’da milletimizin verdiği temel ileti politik partilerin uzlaşma istikametinde tavır almasıdır. Biz milli isteme ve demokrasiye olan inancımızın gereği olarak bu kararı saygıyla karşıladık. Ortak yönetim müzakerelerini sonuna kadar, iyi niyetle sürdürdük.
AK Parti bütün kadrolarıyla milletimizin verdiği bu iletinin gereğini hayata geçirdi. AK Parti her vakit demokrasi ruhuna sadakat içinde oldu, bundan sonra da öyle olacak. Ne yazık ki aynı yaklaşımı muhataplarımızdan görmek talihi çok güç. Politika mesele çözme sanatıdır. Bütün ısrarlı çabalarımıza karşın muhataplarımız uzlaşma yerine kendi tutumlarında inat etti.
CHP blok politikanına yöneldi. AK Parti’yi dışlayan bir dil geliştirdi. Blok politikası Meclis Başkanlığı seçiminde çöktü. MHP hayır politikası güttü. Ne önerdiysek hayır diye konuştu. Hükümet kaidem, hayır. Seçim hükümeti kaidem hayır, birlikte seçim kararı alalım hayır, biz kaidem siz destek verin, hayır.
Blok politikası de hayır politikası de milletten şart olan yanıtı alır. HDP’yse terör politikanına yöneldi. Bunlara karşı biz birlik politikası izledik. Blok politikanına karşı toplumsal uzlaşma, hayır politikanına karşı milleti hükümetsiz bırakmamanın yolunu bulduk. Milletimizin AK Parti’yi politikanın merkezi olarak gördüğünü gözardı edenler, dar alanda kısa paslaşmalar yaptılar. AK Parti olmadan Türkiye’de politikaya şekil ve düzen verilemez. Kısa bir müddet sonra ülkeyi bu politikalarıyla çıkmaz içinde bıraktılar. Bütün politik partilerle ayrım gözetmeden konuştuk. Bizim için problem parti meselesinin ötesinde ülke meselesiydi. Onlarsa hükümet kurulamamasının faturasını bize çıkarmak istediler.”
‘Tuğrul Türkeş dışında babayiğit çıkmadı’
“7 Haziran’dan beri ağzımızdan tek dışlayıcı kelime çıkmadı. Gerilim yaşanmasına müsaade etmedik. Bütün partilerle eşit koşullarda koalisyonun yollarını aradık.
CHP’yle son derece uygar istikşafi müzakereler yaptık. Sonuçsuz kalmasının temel sebebi müzakereler sırasında eğitim ve dış siyaset konusunda 180 derece farklı bir onarım hükümetinden söz edilmesidir. 13 yıllık AK Parti iktidarları rastgele bir felaket bırakmadılar ki onarım olsun. AK Parti iktidarları yine inşa ve imar iktidarlarıdır.
Anayasal zorunluluk hükümeti ortaya çıktı Ben veyahut Reisicumhur’nın değil anayasanın öngördüğü hükümete katılma ile ilgili CHP ve MHP negatif bir yaklaşım içinde oldular. Gönderdiğimiz mektuplara bakıldığında çok ciddi bir semt baskısı olduğunu gördük.
MHP’den şu an aramızda bulunan Sayın Tuğrul Türkeş dışında (alkışlar) elini taşın altına koyan bir babayiğit çıkmadı. Bütün bize verilen görev, sükunetle ve sühuletle Türkiye’yi seçime götürme göreviydi. Gelin birlikte anayasal zorunluluk hükümeti kaidem dedik fakat olmadı. CHP ve MHP mahalle baskısı uyguladı. HDP’den 2 bakan katıldı fakat onlar da 1 ay sonra dağ baskısıyla hükümetten çekildi.
Türkiye’de rastgele bir hükümet boşluğu oldu mu? Şayet Türkiye’de 7 Haziran’dan bu yana idare boşluğu olmamışsa bunda AK Parti’nin ülkeyi yönetme sorumluluğu şuuru ve ahlakı var. Geleceğimiz hesabına ülkenin yegane umudunun AK Parti olduğu bir sefer daha ortaya çıktı.
Ziya Paşa’nın dediği gibi “Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz.” Huzur ve istikrar 1 Kasım’da temel vizyonumuzdur. Büyük, yeni, demokratik Türkiye, 1 Kasım seçimlerinin temel vizyonudur.”
‘Puslu havayı seven çakallar…’
“Nasıl 2002’den itibaren Türkiye’yi ileri taşıyacak vizyonlara imzaladıysak her mertebede politikamızı yeniledik ve aynı kararlılıkla yürüyoruz. Yenilenmeyen yenileyemez. Toplumun fark taleplerini okumayanlar Türkiye’nin geleceğini göremezler.
Yenilendik, tazelendik, haydi Bismillah diyoruz…
Geçmişte tarihin akışını okuyamayan politik partilerin nasıl millete hitap edemediklerini, insana, vakte, döneme hitap edemediklerini biliyoruz. AK Parti vakte, mekana ve insana selam durarak yola çıkan bir partidir. Vakit bizim elimizdedir, mekanı en iyi şekilde değerlendirir, insana şart olan onuru veririz. Nasıl 2002’nin eşiğinde uçurumun eşiğinden alarak bu ülkeyi düzlüğe çıkardıysak bugün de ülkeyi gelecek vizyonuna götürecek olan AK Parti’dir. Bizim söylenecek sözümüz, yürünecek yolumuz, fethedilecek erimlerimiz var. Türkiye, geleceğini serüvencilerin eline bırakmayacak, istikbale bizimle yürüyecektir.
Yeni bir seçim sürecine girdiğimiz şu dönemde gündemdeki en ehemmiyetli madde toplumsal sulhun tahkim edilmesidir. Kanayan yaraları iyileştirmek üzere yola çıkarken, milletimizden çok büyük destek gördük. Bütün yasakları ortadan kaldırarak milletimizin bütünleşmesine büyük gayret gösterdik, çok ehemmiyetli mesafeler ele geçirdik. Ancak ne yazık ki varlığını ve geleceğini teröre bağlayan hain odaklar bu kardeşliğin yaygınlaşmasını istemediler. Çözüm arayışına menfur eylemlerle, zulümle bitirmeye çalıştılar.
27 Haziran’dan sonra geçen yıl Kurban Bayramı’nı bize zehir edenler, bu sene de Ramazan Bayramı’nı müteakiben harekete geçti. Puslu havayı seven bu çakallar, sandılar ki ülke sahipsizdir, 7 Haziran’dan sonra yönetim boşluğu söz konusudur. Net bir direktifle tüm güvenlik güçlerimize şunu söyledik: Mademki DHKP-C’den DAİŞ’a kadar tüm çakallara, bu odaklara haddini bildirmek sizin temel görevinizdir.
O günden bugüne güvenlik birimlerimiz büyük bir fedakârlık ve kahramanlıkla bu terör örgütlerine haddini bildirdi, ülkemizin birliğini teminat altına alacak adımları attı. Bu terör örgütleri huzurumuzu hedef edindiler.”
‘Tüm silahlar gömülene kadar…’
“Çok güzel iki anımı paylaşmak istiyorum. Arife günü Konya’daydım. Gece Diyarbakır’a geçtim. Ulu Cami’de bayram namazı kıldık. Sayın Başbakanım, ‘Allah sizden razı olsun, bunlara haddini deklarasyonun. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin’ diye yakardılar. Bu ülkenin kardeşlik ışığını gördüm.
Daha sonra bu hain çetelerin katlettiği bir çorbacıda katlettiği garson Şeyhmus ile orada çorba içen Osman Bey’in aileleriyle buluştum. Onlar da aynı şekilde niyazda bulundular. Kardeş dövüşünü körüklemek isteyen bu gür seda, Türkiye’nin doğusundan batısından, kuzeyinden güneyinden yükselen seda oldu.
Daha sonra Dağlıca’ya gittim. Karavanaya beraber kaşık salladık. Bütün Mehmetçiklerimizin, polislerimizin alnından öpüyorum. O bayram günü bizi bağrına basan Diyarbakırlı kardeşlerimizin alnından öpüyorum. Devletimiz, yurttaşlarımıza yönelik her türlü tehdidi bertaraf edecek güç ve kararlılıktadır. Kimse başladığımız işi yarım bırakacağımız vehmine katılmasın. Tüm silahların üstüne beton dökülene kadar bu mücadelemiz sürecek.
Sırtını dağa yaslayanların ara bozuculuk tohumu ekmesine netlikle müsaade etmeyiz. Aslolan milli birlik ve kardeşlik projesiyle kuruluş etmeye çalıştığımız sulh abuhavasıdır.”
‘Herkes kürsüye yürümesin, beyannameyi bitirmemiz gerek’
“Yeni bir anayasayla adli bir taban kazandırarak pekiştireceğiz. Bizim için aslolan ulusal birlik ve kardeşliğimizdir, ülkenin bütün meselelerine çözüm bulma istemimizdir. Bu istemin yegâne politik temsilcisi bir gün önce olduğu gibi bugün de, yarın da yalnızca AK Parti’dir. Demokrasimizi her türlü vesayet teşebbüsünden kirli oyundan savunacağız. Adaletten, hak ve özgürlüklerden en ufak taviz vermeyeceğiz. Bütün bu kirli oyunların arkasındaki temel hedef Türkiye’yi yolundan çevirmek, büyük Türkiye hayalini duraksatma çabasıdır.
Hedef Türkiye’dir, hedef milletimizdir, genç nesillerdir. Bu milletin birliğinin ve beraberliğinin adresi de AK Parti’dir. Herkesin kendini ait hissettiği mutlu bir Türkiye’yi bunlar istemiyorlar. Terörden beslenenlere, nefretten, hiddetten beslenenlere ekmek yok. Hepiniz izlediniz. Geçtiğimiz günlerde BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’de Filistin devletinin bayrağı göndere çekildi. Dışişleri Bakanıyken sizler için büyük mücadelelerin içinden geçtik. Ancak unutmadığım, 29 Kasım 2012’de Filistin hesabına konuşan tek Dışişleri Bakanıydım. O gün, ‘Kimse istemese de Filistin bayrağı bir gün burada dalgalanacaktır’ dedim. Bu gözler onu gördü ya, allahın izniyle bir gün o bayrağın Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da dalgalanmasını da hep birlikte göreceğiz.
Bir hayli vesileyle Mahmud Abbas hep bunu söyledi. ‘O gün, BİRLEŞMİŞ MİLLETLER Genel Heyeti’nda bir hayli İslam ülkesi Dışişleri Bakanı gözlerim aradı. Sadece siz vardınız. Teşekkür ediyorum’ dedi.
1 Kasım seçimleri istikametini Türkiye’ye dönmüş Filistin’in, Suriye’nin, bütün mazlum milletlerin yazgınını atayacak seçimdir.
Türkiye’nin ne kadar kritik bir coğrafyada bulunduğu ve yerel şartlar hasebiyle ne kadar kritik bir süreçten geçtiği hepimizin malumudur.
(Bir partilinin kürsüye gelerek kendisine sarılmak istemesi üzerine) Bırakın gelsin, böyle aşkla gelene hayır diyebilir miyiz arkadaşlar? Hayatımda bana doğru gelen kimseye hayır demedim. Bilhassa gençlere. Fakat tabi bundan hareketle herkes buraya doğru yürümesin. Bu beyannameyi bitirmek gerekli.”
‘Beyanname üç ana bölümden oluşuyor’
“Ulus istemine ipotek koyan anlayışı tümüyle ortadan kaldırdık, bundan sonra da müsaade etmeyeceğiz.
Bu mücadele daha bitmedi, yeni bir mücadelenin eşiğindeyiz. Hep yapılması gerekenler bitmedi, hem de yeni ihtiyaçlar doğdu. Bunlar olmadan ekmeğimizi, aşımızı üretemeyiz. Demokrasi bunların en temel kaynağıdır. Farklılıklarımızı görmedikçe parasal olarak refaha ulaşamayız.
Devlet hastanelerinde sıra bekleyen hastaların umudu olduk. Okulunu bitirdiğinde kara kara düşünen gencin, başörtülü bacılarımızın, katsayı zulmüne uğrayanların umudu olduk. Biz milletimizin umudu olarak iktidara geldik. Mafyanın manşetlerden inmediği, politikanın manşetlerle dizayn edildiği günlerden buralara geldik.
AK Parti milletle beraber yürümenin adresidir. Bundan sonra da bize güvenin diyoruz. Şimdi bir seçim arifesinde milletimizin desteğini istiyoruz. Değerli dava arkadaşlarım, AK Parti’nin üzerinde yükseldiği sütun ulus istemidir. Gelin hep birlikte bir olalım, iri olalım, diri olalım…
Laf olsun diye bir beyanname hazırlamadık, milletle beraber yazdık. Yenilenmenin isimidir bu beyanname, yine haydi Bismillah demektir bu beyanname. Gelin bu hayalleri beraber hayata geçirelim. Hayal tacirliği, umut simsarlığı yok. AK Parti politikanında millete yalan söylemek yoktur. Bu beyannamede de yalnızca ve yalnızca yapılabileceklere yer veriyoruz. Türkiye 13 senedir her alanda büyüdü, daha da ileriye gidecek. Ülkemiz büyüdükçe her alanda yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Toplumumuzun her kesimiyle konuşarak bu ihtiyaçları, bu talepleri saptadık.
Bu beyanname diğer partilerin beyannameleriyle değil, G-20 ülkeleriyle dahi mukayese ettiğinde geleceğe yönelik umut vaat eden tek beyannamedir. Bu beyanname halkı önceleyen, halkla birlikte hazırlanmış tek beyannamedir. Bu beyanname, insanı ve toplumu asal alan halkımızın ihtiyaçları esas alınmış bir beyannamedir. İnsan onurunun tamamına dokunan bir beyannamedir.
Üç ana bölümden oluşuyor. Bir yapacağımız reformlar, iki halkın her kesimine dokunan vaatlerimiz, üç büyük Türkiye yolundaki projelerimiz.”
‘Beyannamemizin ilk önceliği…’
“Yeni bir anayasa vaat ediyoruz. AK Parti genel başkanı olarak sizler adına söz veriyorum. Verdiğim sözün arkasında milletin sözü vardır. Özgürlükçü, katılımcı, müesseseselleşmiş bir anayasa yapacağız. Beynelmilel sözleşmelere tam uyum sağlayacağız. Reform adımlarının ilki anayasadır. Demokratikleşme ve hukuk devletinin gelişimi için AK Parti olarak çalışıp, bu çerçevede özgürlüğü ve insanı temel olan, merkezi ve mahalli idarenin güçlendiği bir politika izleyeceğiz.
AK Parti olarak seçimlerden yalnızca seçilenlerin değil, herkesin temsil hakkını müdafaa edeceğimizi söylüyoruz. Yeni sistemde yasal yapıya uygun olmayan hiçbir paralel yapıya müsaade edilmeyecektir. Türkiye’nin Avrupa birliğine tam azalık hedefini savunacağız. Merkezi ve yönetimsel idareler arasındaki ilişkileri güçlendireceğiz.
Sivil toplum müesseselerinin hukuki statüleri gibi alanları tertip eden sivil toplumun güçlendirilmesine yönelik yasa çıkaracağız. Siyasi parti özgürlüğünü müdafaa edecek yeni bir siyasi partiler kanunu acelelikle çıkaracağız.
Siyaset müessesenini her anlamda güçlendireceğiz. Politik partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanının saydamlaştırılmasına yönelik çalışmalarımızı hızlandıracağız. Ak Parti bir erdemliler hareketi olarak başladı ve politikada de erdemi temel doku olarak egemen kılacağız.
Politik partilere yapılan bağış miktarının elektronik ortamda duyuru edilmesini sağlayacağız. Politik partileri güçsüz kılan, istikrarı engelleyen ülke seçim barajı konusunda yeni bir tertip etme yapacağız.”
‘Cemevlerine hukuki statü’ var ‘ibadethane’ ifadesi yok
“Burada bütün toplum kesimlere özgün olarak yeni tertip etmeler getireceğiz. Cemevlerinde Alevi diyalog önde gelenleriyle diyaloglara gireceğiz. Bu noktada, ananesel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız. Buradan Hacı Bektaşi Veli’ye selam olsun.”
‘Özgürlük – güvenlik balansını savunacağız’
“Her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız. Bu ülkede kimse ait olduğu kesim yüzünden ötekileştirilemeyecek. Diğer taraftan çözüm sürecini garanti altına almak için çıkardığımız terörün bittirilmesi yasası ile silahın tamamiyle gündemden çıktığı bir noktaya gelinmesi için elimizden geleni yapacağız.
AK Parti olarak uzun senelerin yaralarını sarmayı, asla dönemsel bir konu olarak bakmadığımız milli birliği devam ettireceğiz. Çözüm sürecini varlığına tehdit gören terör örgütü eylemlerini devam ettirmiştir.
Yeni Türkiye sözleşmesinde vurguladığımız gibi, her özgürlük bir mesuliyet getirir. Özgürlük ve güvenlik balansını savunacağız.
AK Parti reformlardan hiçbir zaman vazgeçmeyecektir. Çözüm sürecinin de milli birlik ve kardeşliğin mimari ve lokomotifi AK Parti’dir.”
Çözüm süreci vurgusu
“Kamu düzeni tesis edilinceye kadar terörle mücadelemize; hukuk ve kardeşlik tam manasıyla tesis edilinceye kadar da çözüm süreci anlayışımızı savunmaya devam edeceğiz.”
Yargı reformu
“Yargı reformu taktiğimizi izah ettik bu beyannamemizde de yargı reformunda kararlıyız.
Yeni yargı reformu taktiğimizi hayata geçireceğiz. Disiplin mahkemeleri dışında askeri yargıya son vereceğiz. Yüksek mahkeme azalıklarını ömür boyu kazanılmış hak olmaktan çıkarıp uygun süreyle sınırlandıracağız.”
‘HSYK ikiye ayrılacak’
“HSYK’yı yeniden yapılandıracak Hakimler ve Savcılar Yüksek Heyeti olarak ikiye ayıracağız. Bilirkişilik müessesenini yeniden canlandıracağız.
Hukukun tüm dallarında alternatif çözüm yollarına ağırlık vereceğiz. Yargıda vakit metodunu geliştireceğiz. Yargının en etkin şekilde çalışmasına destur vereceğiz.
Bütçeden en fazla hissesi eğitime ayırmış bir iktidar olarak, eğitimde reformlara devam edeceğiz. Bilhassa öğretmenlerimizin hak ettikleri eğitimi daha iyi almalarını sağlayacağız. Eğitim istihdam bağını güçlendirecek, iş dünyasının taleplerine göre hareket edeceğiz.
Kamu idareninde reformu kimliğimizi etkin bir şekilde devam ettireceğiz. Bu çerçevede kamu maliyesi alanında ehemmiyetli reformlar sağlayacağız. Bu istikametteki reform gayretlerimizi artıracağız. AB’nin çerçevesine uygun hareket edeceğiz.
Yeni bir taşıt yasası çıkaracağız. Yeni gelir vergisi yasası çıkaracağız.
İleri teknolojiyle dayalı bir ekonomik dönüşüm amaçlıyoruz. İş yeri açma ve çalışma ruhsatlarında bir kolaylaştırma dönemine gireceğiz. Bu çerçevede enerji, sıhhat, havacılık, bilişim ve uzay gibi köklü sektörlerde bilişim reformlarını bitireceğiz. 4,5G ihalesini yaptık, 5G ihalesini de en kısa zamanda 5Gye geçişi de yapacağız.”
Vaatler
“Biz vaatlerimizi masa başında hazırlamadık. Bizden ne istiyorsunuz deyip talepleri kaydettik:
Bir bölümü şöyle:
Aile ve çocuklara yönelik olarak, ailenin ve çocuklar için sosyal yardım ve sosyal hizmete gereksinim duyan tüm yurttaşlarımız için ASDEP’i hayata geçiriyoruz.
Koğuş sisteminden hane ortamına geçiş için zemin hazırlayacağız.
Ev almak için peşinat biriktiren yurttaşa yüzde 15 destek vereceğiz.
Bütün annelerimize, doğum armağanı programında ilk çocuk için 300, ikincisi için 400, üç ve sonraki için 600 lira, başka bir deyişle tam altın parası vereceğiz.
Çocuklarımızın çok istikametli kültür alt yapısına sahip olabilecek ve bu arada bizim kültürümüzün, yabancı kültürdeki değil bizim kültürümüzdeki masalları beyinlerine kazımaları için çalışacağız.
Kadınların karar alma mekanizmalarına etkin bir şekilde katılmaları için elimizden geleni yapacağız.
Kadınların iş gücü piyasasına katılım için çalışacağız.
Kadınlar ilk çocukta 2 ay, ikinci çocukta 4 ay, üçüncü çocukta 6 ay yarı vakitli çalışacak, fakat anneler tam aylık almaya devam edecekler
Bu müddet dolduktan sonra şayet anneler çocukların yanında kalmaya devam etmek isterse çocukların okul vaktine kadar yarı vakitli ve yarı fiyatlı çalışmasına müsaade edilecek.”
Gençlere sınırsız internet vaadi
“Seçilme yaşını allahın izniyle 18’e indireceğiz. 18 yaşında olan gençlerimizin bile ülke yönetiminde bulunmasına izin vereceğiz.
Gençlerimize sınırsız, sınırsız internet olanağı vereceğiz.”
‘Kendi işini kurmak isteyen gençlere 50 bin lira karşılıksız destek’
“Kendi işini kurmak isteyen gençlerimize 50 bin liraya kadar destek vereceğiz. Karşılıksız destek olunacak.
Eğer bu yetmiyorsa, kendi işini kurmak ve geliştirmek isteyen gençlerimiz 50 bin liralık hibe üzerine, 100 bin lira üremsiz kredi de alabilecek. Gençler üremsiz kredi için kredi fonu arayıcılığıyla yüzde 85 kefalet sağlayacağız. Yeni iş kuran gençlerimiz 3 seneye kadar gelir vergisi ödemeyecek. İlk sefer iş bulan gencin aylığının bir sene süresince devlet tarafından karşılanmasını sağlayacağız.
Gençlerimizin istihdamının bu derece desteklendiği dünyada başka bir örnek yok. Yeniden bugünlerde çok gündemde olan bir husus. Lise ve üniversite mezunu gençlerimizin genel sıhhat sigortası primlerinin fiyatsız bir şekilde devlet tarafından yapılmasını ve bu şekilde iki sene süresince gençlerin sıhhat sigortasından istifade etmesini sağlayacağız.
Yeni bir destek programı geliştiriyoruz. Gençdes… Bu programdan sanatsal ve sportif faaliyetlerine proje bazlı destek vereceğiz. Gençlerde evliliğin teşvik edilmesi dahilinde çeyiz hesabı başlatacağız.
Çeyiz hesabında biriktirilen paranın yüzde 20’si oranında, devlet destek olacak. Doğum armağanı gibi devlet destek olacak. Özürlü yurttaşlarımız için engelsiz bir hayat için ihtiyaç duyulan her türlü yapıyı oluşturacağız. Yine sadece engellileri değil aileleri de ilgilendiren bir karar da özürlü hayat merkezlerinin kurulması.”
Tüm emeklilere aylık 100 lira zam
“Emeklilere de en büyük saygıyı göstermek bizim görevimizdir. 7 Haziran seçimlerine giderken bir söz vermiştik. 1100 liranın altında aylık alan yurttaşlarımıza 1200 lira ödeyeceğiz demiştik. Temmuz ayından itibaren ödenmeye başladı. Şimdi bütün bu tertip etmelerden sonra bir sefer daha 1100 liranın üzerine verdiğimiz 100 liranın üzerine bütün emeklilerimizi abluka edecek şekilde 1200 lira zam yapıyoruz. 1000 liraya kadar olan emeklilerimizi 1100 liraya bitirmiştik. Şimdi tüm emeklilerimize ayda 100, senede 1200 lira, yaklaşık bir aylık zam gelecek gibi zam yapıyoruz. Böylelikle tarım Bağ-Kur emeklileri hariç, 1000 liranın altında aylık alan hiçbir emekli kalmamış olacak. Tarım Bağ-Kur emeklisinin de aylığı 884 liraya çıkacak. Bir iktidara geldiğimizde mukayese etme için söylüyorum 66 liraydı.
(Çalışmaya devam eden) Bağ-Kur ve SSK emeklililerin aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek primi kesintisini tamamiyle ortadan kaldırıyoruz.
Rastgele bir emeklimiz 250 lira taksitle hane alabilecek, TOKİ yardımıyla.
Esnaf için önümüzdeki dönemde düşük üremli kredi uygulamaya devam edeceğiz. 30 bin liraya kadar üremsiz kredi vereceğiz.
Emek yoğun sektörlerde çok sayıda işçi istihdam edecek fakat fabrikası yok, sembolik bir kira karşılığında fabrika vereceğiz.
51 şehrimizde uygulanmakta olan 10 işçi çalıştırıp vergi indirimi alma koşulumuzu kaldırıyoruz.”
Rençperlere vaatler
“Yemde ve gübrede KDVyi kaldırıyoruz. Şimdi yeniden gençlerimize, hangi alanda olursa olsunlar, genç rençperlerimize proje karşılığı 30 bin liraya kadar destek vereceğiz. Bunun bilhassa köyden şehre göçme konusunda ehemmiyeti büyük.
İşletme büyüklüğü 5 dekar altında olan aromatik nebat üretenlere destek vereceğiz.
Seracılara bölgesel sulama talebi yardımı yapacağız.
Ürünlerini lisanslı depolarda savunanlara kira desteği sağlayacağız. Su yönetiminde bütün tedbirleri alacağız.”
Eğitim alanı
“Tüm okullarımızda tam gün eğitim öğretime geçilmesini sağlayacağız. İkili eğitim öğretim kalmayacak.
Fatih projesiyle eğitim alt yapısını güçlendireceğiz.
Orta öğretimi bitiren her talebemizin bir spor dalı bir enstrüman alanında uzmanlaşmasını sağlayacağız.
Öğretmen akademisi kuracağız.
Meslek eğitimini yeniden canlandıracağız.
Talebelerimiz üzerindeki imtihan baskını azaltmak için yüksek öğretime geçme imtihanlarını senede bir sefer değil her evrede talebelere fırsat verilecek şekilde senede iki veyahut üç imtihan yapılacak.
Fiyatsız müze kartlar.
Mekan sıhhati kavramı ile sıhhatli ortam yapacağız.”
Sıhhat
“Toplam 56 bin kapasiteli şehir hastanelerini hizmete açacağız. Savunucu hekimliği yaygınlaştıracağız. İhtiyaç sahiplerine evde bakım hizmetini yaygınlaştıracağız.”
Asgari fiyat 1300 lira
“Asgari ücreti inşallah 1300 liraya çıkarıyoruz. Yapılan işin tehlike sınıfına göre asgari ücrette farklılaşma sağlayacağız.
BES’i (ferdi emeklilik) yüzde 25 oranında desteklemeye devam edeceğiz.
Kamuda çalışan taşeronları istihdam edeceğiz.
Polislerimizin 220 olan ek göstergelerini 3000’e çıkarıyoruz.
Askerlerimizle alakalı de bir çalışma yürütülüyor.”
Projeler
“Silvan Pompaj Sulama Projesi. Tarıma dayalı endüstri ve ticaret gelişecek.
Suruç Ovası Pompaj Sulama Projesi. Tamamı 2018 senesi sonuna kadar bitirecek.
Mersin Akkuyu Nükleer Enerji Santrali Projesi
Sinop Nükleer Enerji Santrali Projesi
Her bir proje Türkiye’nin ulusal ekonomisine katkı sağlayacak.
Yüzyılın en büyük projelerinden biri olacak olan Kanal İstanbul Projesinin çalışmalarına devam ediyoruz. Projeyle, Avrupa Yakası’nda, Karadeniz ve Marmara Denizi’nin arasına bir kanal inşa edilecek ve İstanbul içinden iki boğaz geçen bir şehir haline gelecek.”
Sonrası Devlet 50 bin lira para dağıtıyor! Başakşehir Port ilk ortaya çıktı.
from Başakşehir Port http://ift.tt/1NjveKL
via IFTTT
from Magazin Haberleri http://ift.tt/1J5rHvF
via IFTTT http://ift.tt/1t8NjCu
from SKY HABER 365 http://ift.tt/1NqX71i
via IFTTT http://ift.tt/1r7Q9Di
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder