Bülent Ersoy, evvelki akşam Kalamış Paysage’da sahne aldı. “İzdivaç ediyor” iddialarına yönelik izahlar yapan sanatçı; “Gebeyim. Bu ne kadar doğruysa o haberler o kadar doğrudur” diyerek şaşırttı.
Sanatçı sözlerini şöyle sürdürdü: “Evlilik defteri kapandı. Türkiye’de beni cezbedecek yakışıklılıkta erkek yok.”
Sıra dışı makyajıyla dikkat çeken Ersoy, “Her konuda olduğu gibi makyajda da en iyilerle çalışıyorum zira ben iyiyim” diye konuştu.
Tanınmış kişi Diva Bülent Ersoy gebe olduğunu izah etti sosyal medyada yer yerinden oynadı. Bülent Ersoy Gebe Mi? Diva nasıl gebe kalacak? Bülent Ersoy nasıl gebe kaldı? Türkiye’de yakışıklı erkek yok diyen Bülent Ersoy, her vakit da en büyükleri ben seçerim diyerek de iddialı konuştu.Evvelki gece Kalamış Paysege lokantada sevgililer günü vesilesi ile sahne alan Bülent Ersoy, izdivaç ediyor haberleri için izahlar yaptı. “Evet ben izdivaç ediyorum ve de gebeyim, bu ne kadar doğruysa o haberler o kadar doğrudur” diyerek sözlerine devam etti. “Artık ben izdivaç etmem, benim evlilik defterim kapandı, beni öyle bir çarpacak ki ancak o vakit dediğiniz olur fakat şu an için Türkiye’de beni çarpacak kadar yakışıklı erkekte yok o aşkı yaşayacak adam da” diyerek şaşkınlık yarattı.
BEN TEKİM GERİSİ TIRI VIRI
Giydiği sahne kıyafetini yapan modacıya övgüler yağdıran Diva saçlarını yapan kuaförün de çok özel olduğunu söyleyerek “benim makyajım dahi olay olay olay” diye konuştu. Ersoy, “Türkiye’deki en büyükler her vakit benimdir. Ben en büyükler ile çalışırım. İşte bu yüzden en iyisi benim. Gerisi tırı vırı” diyerek diğer meslektaşlarına da taş atmayı savsaklamadı. Türk Sanat Müziği’nin kuvvetli sesi. Bülent Ersoy, 1952 seneninde Malatya’da dünyaya geldi. Annesi Naciye Poyraz’dır. 1960 seneye kadar Malatya’da kaldı. Daha sonra ailesiyle beraber İstanbul’a göç etti. Asal isimi Bülent Erkoç’dur. Çok küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başladı. Melahat Pars, Rıdvan Aytan gibi üstadlardan ve belediye konservatuarı hocalarından özel dersler aldı. İstanbul Belediye Konservatuarı’nı bitiren değerli sanatçı, aldığı akademik terbiye aracılığıyla hem Yaradan vergisi sesini hem de müzikal deneyimlerini geliştirme fırsatı buldu. Öncelikle 1970 seneninde Üsküdar Fıstıkağacı’nda dönemin ilk aile gazinolarından birisi olan “Özlem” Aile Gazinosu’nda sahneye çıkarak sahne hayatına başladı. Fikret Torun’un Sunar Konser Bürosu olarak tertip ettiği ses yarışmasına katılarak bu yarışmada birinciliği kazanmış ve 1000 lira para ödülü almıştır.
Sonrasında bu gazinoda üç ay kadar assolist olarak çalışmıştır. 1971 seneninde Saner Plak’tan çıkan kırkbeşlik plağı ilk albüm çalışması oldu. Bu çalışmada, güfte ve bestesi bestekâr Muzaffer Özpınar’a ait “Gerek Lalmadı” ve “Neye Fayda Gelişin” isimli yapıtları seslendirdi. Sahneye ilk adımını 1974 seneninde Büyük Maksim Müzikholleri’nde attı ve müzik dünyasına bomba gibi düştü. Ancak gerçek soy ismi Erkoç olan sanatçının soyadı Müjdat Gezen tarafından Ersoy olarak değiştirilmiştir. Bu senelerden itibaren gerek ismi gibi “bülend-paye” sesiyle gerekse hanımefendi kişiliğiyle Türk halkının beğenisini kazandı. Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar Ekolü’nün temsilcisi olarak başladığı sanat hayatında, akademik sanat kariyerinin de yüksek olması hasebiyle olağandışı bir yorumcu ve büyük bir tavrın sancaktarı oldu. “Baharı Bekleyen Kumrular Gibi”, “Dert Çekmeye Gidiyorum” gibi her okuduğu şarkıyla grafiği daimi yukarıya tırmandı. O senelerde TRT’ye, musikimizin bahtsızlığından dolayı kenara itilmiş, klasik makamlarda daha önceki ve kalıcı yapıtlar açıkladı.
Yetmişli senelerin ortasında daha da ileri gittikçe; o günkü müzik piyasasında pop, arabesk ve fantezi vb. gibi ticari şarkılar revaçta olmasına rağmen Itrî’nin “Tut-î Mucize-I Gûyan”ı gibi yapıtlardan oluşan koyu klasik bir uzunçalar yaptı. Bu ilk uzunçalar çalışması müzik piyasasında ki tüm hesapları altüst etti ve satış rekoru kırdı. Ağustos 1980’de İzmir Fuarı’nda seyircilerden gelen tezahürat sonrası göğüslerini açınca İzmir Cumhuriyet Savcılığı, ile ilgili tahkikat açtı. Eylül 1980’de İzmir Kordon’daki evinde bir hâkime hakaret edince gözaltına alınarak 45 gün mapus cezası aldı ve Buca Hapishane’nde tutuklu kaldı. 14 Nisan 1981’de Londra’da Charring Cross Hastanesi’nde geçirdiği cinsiyet değiştirme operasyonuyla kadın oldu, ancak “pembe nüfus kağıdı” alması yıllar sonra, sahne yasağını da kaldıran dönemin başbakanı Turgut Özal’ın liderliğinde çıkartılan bir yasa sayesinde oldu. Bülent Ersoy’a 12 Eylül darbesi sonrası Haziran 1981’de diğer travesti ve transseksüel sanatçılarla beraber sahne yasağı getirildi. Bu dönemde kariyerine Almanya’da devam eden sanatçı orada Türk filmlerinde oynamaya devam etti, bir süre de Avustralya’da yaşadı. 1988 seneninde Türkiye’ye döndü. Yurtiçinde ve yurtdışında onlarca konser veren Bülent Ersoy, “Düşkünüm Sana”, “Yaşamak İstiyorum”, “Biz Ayrılamayız” ve “Ablan Kurban Olsun Sana” gibi satış grafiği çok yüksek albümlere imzaladı. 1995 tarihini taşıyan “Benim Dünya Güzellerim”, S Müzik yaftasıyla çıkan ilk albümü oldu.
Selçuk Tekay’ın müzik yönetmenliğini, Özkan Turgay’ın aranjörlüğünü yaptığı albümde on şarkı seslendirdi. Aynı sene janrına ve yorumuna uygun olarak “Alaturka 95” isminde bir albüm yaparak Klasik Türk Musikisi’ne hizmetini de eksik etmedi. Muzaffer Özpınar’ın yönetmenliğini yaptığı albümde Hacı Arif Bey, Münir Nureddin Selçuk, Selahaddin Pınar, Kadri Şençalar, İsmail Hakkı Bey, Kemani Serkis Efendi gibi bir hayli üstâdın yapıtlarına yorumuyla hayat verdi. Ondört yapıtın yeraldığı çalışmada; “Aziz İstanbul”, “Dönülmez Akşamın Ufkundayım”, “Nerelerde Kaldın Ey Servi Nazım” gibi klasik yapıtların yanında “Alıverin Bağlamamı Çalayım” ve “Karam” isimli iki de anonim türküye de yer verdi. 1989 seneninde Adana’da verdiği bir konser esnasında bir seyirciden gelen “Çırpınırdı Karadeniz” isimli isteği okumadığı için Hacı Tepe isimli kişi tarafından kurşunlanarak bir böbreğini kaybetti. Bülent Ersoy, bir sonraki çalışmasını 1997 yılında yayınladı.
“Maazallah” ismini taşıyan albüm, piyasaya sürülmeden bile yüksek siparişler aldı ve büyük aksiseda uyandırdı. Albümün hazırlık mertebesinde bu sefer Halil Karaduman ve Osman İşmen’le çalışan sanatçı, popüler şarkılardan ve anonim türkülerden oluşan bir repertuar seslendirdi. Albüme ismini veren “Maazallah” isimli şarkısının video klibi ise büyük ses getirdi. Bülent Ersoy’un son albümü ise 2002 yılında çıkardığı “Canımsın” albümüdür. Otuz yıla yaklaşan sanat hayatında pek çok ilke imza atan Bülent Ersoy, dünyaca tanınmış yıldızların sahne aldığı salonlarda konser verdi. 1980 yılında London Palladium’da ve 1983 yılında Madison Square Garden’da sahne alan ilk Türk sanatçısı oldu. 30 Mart 1997’te ise Ümmü Gülsüm’den sonra, etnik müzik sazlarıyla Paris Olympia müzikholünde sahne alan ilk sanatçı oldu. Dario Moreno’dan sonra Olympia’da konser veren ilk Türk sanatçısı olan Bülent Ersoy, elli kişiden oluşan orkestrasıyla dört saat süren bir program sundu.
Bugüne dair otuzun üstünde albüme imzasını atan sanatçı, Türk Müzik Tarihi’ne ismini altın harflerle yazdırdı ve klasik, alaturka şarkılar alanında gelmiş geçmiş en ehemmiyetli yorumcular arasında bulundu. Müzik hayatı süresince sayısız ödül aldı. Herkesin takdirini kazanan geniş entervalli ve yüksek volümlü sesi, Japonya’da ses laboratuvarlarında yapılan testler neticesi “yüzde yüz mükemmel” bulundu ve 1997 yılında Beynelmilel Montu Merid Müzik Doktoru ünvanıyla ödüllendirildi. Evlilikleri : 1. evliliği :1998 yılında Cem İsimler ile izdivaç etti, 1999 yılında boşandı. 2. evliliği : 2007 yılında Armağan Uzun ile izdivaç etti, 2008 yılında boşandı. Popstar Alaturka isimli şarkı yarışmasında jüri azalığı yapmıştır. http://ift.tt/1Torg8w
Sonrası Bülent Ersoy: Hamileyim Başakşehir Port - Başakşehir Haberleri ilk ortaya çıktı.
from Başakşehir Port – Başakşehir Haberleri http://ift.tt/1olx4CH
via
IFTTT
from Magazin Haberleri http://ift.tt/1XvIT5C
via
IFTTT http://ift.tt/1t8NjCu
from SKY HABER 365 http://ift.tt/1QGEUhc
via
IFTTT http://ift.tt/1r7Q9Di